“Eşim Tapuya Şerh Koyabilir Mi?” – Aile Konutu Çerçevesinde Hukuki Bir İnceleme
Giriş
Evlilik birliği, yalnızca duygusal ya da sosyal bir birliktelik değil; aynı zamanda taşınmaz mal hukuku açısından korunan bir yapıdır. Bu yazıda, eşlerden birinin diğer eşin üzerine kayıtlı olan taşınmaz mal üzerine tapuda “şerh” koymasına dair hukuki zemin, tarihsel arka plan ve günümüzdeki tartışmalar ışığında incelenecektir. Özellikle mürteza örneği olarak, bir eşin “aile konutu” niteliğindeki taşınmaza şerh koyup koyamayacağı sorusu çerçevesinde ilerleyeceğiz.
Tarihsel Arka Plan
Osmanlı’dan günümüze taşınmaz mülkiyeti ve eşlerin malvarlığına dair düzenlemeler, geleneksel aile yapısının koruma ihtiyacıyla şekillenmiştir. 1926 tarihli eski Medeni Kanun’dan itibaren, Türk hukukunda taşınmaz mülkiyeti ve eşlerin tasarruf hakları belirli sınırlarla tanımlanmıştır. 2002’de yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu (4721 sayılı) ile eşlerin aile konutuna dair tasarruf yetkileri özel bir düzenlemeyle korunmuştur. Bu bağlamda m. 194, aile konutu üzerinde malik olmayan eşe özel koruma hakkı tanımaktadır. :contentReference[oaicite:1]{index=1}
Bu düzenleme, eşlerden birinin taşınmazı tek taraflı olarak satması ya da ipotek ettirmesi durumunda diğer eşin mağduriyetini önlemeye yöneliktir. Aile birliğinin ve hane halkının korunması amacıyla, teknik olarak şerh imkânı getirilmiştir. Böylece hukuk sisteminde, eşlerin eşitliği ve koruma altındaki mal rejimi ilişkisi daha görünür hale gelmiştir.
Günümüzdeki Hukuki Durum
Türk Medeni Kanunu’nun m. 194/3 fıkrası şöyle der:
> “Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini tapu müdürlüğünden isteyebilir.” :contentReference[oaicite:2]{index=2}
Bu hüküm net biçimde “maliki olmayan eş”e taşınmazın tapu kütüğüne şerh koydurma hakkı tanımaktadır. Yani, eğer taşınmaz evlilik birliği içinde aile konutu olarak kullanılıyorsa ve malik eş tek başına tasarrufta bulunmak istiyorsa, malik olmayan eş bu işlemden önce şerh koydurabilir.
Öğretide ve uygulamada tartışma konusu olan hususlar şunlardır:
– Aile konutu niteliğinin tespiti: Taşınmazın fiilen aile konutu olarak kullanılması, tapuda şerh olup olmamasından bağımsız olarak m. 194 kapsamında etkilidir. [1]
– Şerh koyma için malik olmayan eşin yalnızca talepte bulunması yeterli midir, yoksa önceden bir mahkeme kararına mı ihtiyaç vardır? Uygulamada tapu müdürlüklerine başvuru yeterli sayılabilmektedir. [2]
– Şerh koyulmamış olsa dahi, eşin rızası olmaksızın yapılan satış ya da ipotek işlemlerinin geçersizliği: Yargıtay kararları, şerh kayıtlı olmasa bile m. 194/1 hükmü gereğince eşin açık rızası alınmamış işlemleri geçersiz sayabilmektedir. [3]
Dolayısıyla günümüzde evlilik birliği devam ederken, eşlerden biri adına kayıtlı aile konutuna diğer eşin izni olmaksızın işlem yapılması hukuken sınırlanmıştır. Malik olmayan eşin “şerh” koyma hakkı bu sınırlamayı üçüncü kişilere karşı görünür kılar.
“Eşim Tapuya Şerh Koyabilir Mi?” – Uygulama Açısından Değerlendirme
Bir eşin eşinin üzerine kayıtlı taşınmaza şerh koydurup koyduramayacağı sorusuna birkaç kriter üzerinden yanıt verilebilir:
1. Taşınmazın aile konutu niteliğinde olması: Evlilik birliği süresince eşlerin birlikte yaşadığı ve hane merkezini oluşturan konut olması gerekir. Yargıtay’a göre yayla evi, yazlık gibi sürekli oturulmayan yerler genellikle aile konutu sayılmamaktadır. [4]
2. Maliki olmayan eşin olması: Şerh hakkı, taşınmazın malik sıfatıyla kayıtlı olmayan eşe tanınmıştır. Malik eş kendi adına kayıtlı taşınmaz üzerinde şerh koyamaz çünkü yetkisi zaten vardır. [5]
3. Eşlerin rızası olmadan tasarruf işlemi yapılacağının öngörülmesi: Şerh koyma genellikle satış, ipotek, devretme gibi işlemler öncesinde korunma amacıyla yapılır. Tapu şerhi sayesinde diğer eşin izni olmaksızın yapılan işlemler üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir hale gelir. [2]
Sonuç olarak: evet — eğer koşullar varsa, eş taşınmazın aile konutu niteliğini taşıdığı durumlarda ve taşınmaz malik olmayan eşin başvurusu mevcutsa, eş tapuya şerh koyabilir.
Akademik Tartışmalar
Akademik literatürde temel olarak üç başlık etrafında tartışma mevcuttur:
– Şerhli olmadan da koruma: Bazı öğretide, aile konutu üzerindeki tasarruf sınırlamasının “şerh konulmasına bağlı olmadığı, şerh olmasa dahi m. 194/I hükmünün geçerli olduğu” görüşü savunulmaktadır. [1]
– İyi niyetli üçüncü kişi korunmalı mı?: Tapu kaydında şerh olmadan malik eşin tasarrufu sonucunda üçüncü kişinin iyiniyetle taşınmazı alması durumunda, haklı eşin durumu ve üçüncü kişinin durumu arasında denge kurulması gerektiği tartışılmaktadır. [6]
– Şerh kaldırma ve boşanma sonrası etkisi: Evliliğin sona ermesi (ışkında boşanma, ölüm vb.) durumlarında, aile konutunun ve şerhin hukuki statüsünün nasıl değişeceği araştırma konusudur. Boşanma sürecinde şerhin devam edip etmeyeceği, tasarruf yetkisinin nasıl düzenleneceği net değildir. [4]
Sonuç
Özetle, eşlerden biri adına kayıtlı taşınmazın aile konutu niteliğinde olduğu durumda, malik olmayan eşin söz konusu taşınmaza tapuda şerh koydurma hakkı vardır. Böylece, malik eşin diğer eşin rızası olmadan satış, devretme, ipotek gibi işlemler yapması hukuken engellenebilir. Bu hak, evlilik birliğinin devamı süresince geçerli olup, amacını aile birliğini ve barınma hakkını korumak yönünde göstermektedir. Dolayısıyla “Eşim tapuda şerh koyabilir mi?” sorusunun cevabı, şartların varlığı hâlinde doğrudan evettir.
Gerekli politik ve hukuki önlemler, şerh başvurusu öncesinde taşınmazın gerçek aile konutu niteliği taşıyıp taşımadığı, malik-olmayan eşin durumunun, diğer eşin işlemlerine dair rızasının bulunup bulunmadığı gibi hususların dikkatle incelenmesini gerektirir.
Etiketler: #ailekonutu şerhi, #tapuislemleri, #eşinhakkı, #TürkMedeniKanunu
—
Sources:
[1]: “Aile Konutuna İlişkin TMK M. 194/I Sınırlaması ve Aile Konutu Şerhinin …”
[2]: “AİLE KONUTU ŞERHİ NASIL KONULUR? (2025) – BAF Hukuk”
[3]: “Madde 194 – Prof. Dr. İlhan Helvacı Dersleri”
[4]: “Aile Konutu ve Aile Konutu Şerhi – BAĞATUR HUKUK | LAW”
[5]: “Türk Medeni Kanunu Madde 194 | Mevzuat – TMK”
[6]: “Aile Konutu Şerhi Nedir? Nasıl Konulur? (2025) – Kadim Hukuk ve …”