Gevşek Bebek Sendromu Ne Demek? Bir Psikoloğun Meraklı Bakışıyla İnsan Davranışının Derinliklerine Yolculuk Bir Psikoloğun Merakıyla Başlayan Hikâye Bir psikolog olarak, insan davranışlarının ardındaki görünmez bağları çözmeye çalışmak her zaman büyüleyicidir. Bazen bir bakış, bazen bir duruş, bazen de bir bedenin taşıdığı anlam… Gevşek bebek sendromu (hipotoni), ilk bakışta yalnızca fiziksel bir durumu anlatır gibi görünür. Ancak psikolojik bir mercekten baktığımızda, bu durumun yalnızca kas tonusuyla değil, aynı zamanda duygusal bağlar, çevresel etkileşimler ve bilişsel gelişimle de derinden ilişkili olduğunu görürüz. Gevşek Bebek Sendromu Nedir? Gevşek bebek sendromu, tıbbi adıyla hipotoni, kas tonusunun normalden düşük olduğu bir durumdur. Bu bebekler…
8 YorumKategori: Makaleler
Kitap Okurken Altı Çizilmeli mi? Toplumsal Cinsiyet, Çeşitlilik ve Sosyal Adalet Perspektifinden Bir Bakış Samimi Bir Başlangıç: Sadece Satır Değil, Hayatın Altını Çizmek Kitap okurken bir satırın altını çizmek… Kimi için öğrenmenin en etkili yolu, kimi içinse bir kitabın “dokunulmazlığına” ihanet gibi. Belki de bu küçük hareket, aslında düşündüğümüzden çok daha büyük anlamlar taşıyor. Çünkü altını çizmek sadece bir bilgiye dikkat çekmek değil; dünyayı nasıl algıladığımızı, bilgiyle nasıl ilişki kurduğumuzu ve hatta kimliğimizi nasıl inşa ettiğimizi gösteren sembolik bir davranış. Bu yazıda, “Kitap okurken altı çizilmeli mi?” sorusuna yalnızca bireysel tercihler açısından değil, toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet gibi…
Yorum BırakKangren Bulaşıcı Mı? Geleceğe Dair Vizyoner Bir Bakış Beyin fırtınası yapmak, soruları derinlemesine incelemek ve geleceğe dair sorular sormak her zaman ilgi çekici olmuştur. Bugün size bu konuda düşündürücü bir soruyu sormak istiyorum: Kangren bulaşıcı mı? Evet, hastalıkların bulaşıcılığı genellikle tıbbi çevrelerde net bir şekilde belirlenmiş olsa da, kangren gibi karmaşık ve tehlikeli durumlar gelecekte nasıl bir evrim gösterebilir? Tıbbi bilgiler ışığında bu soruyu yanıtlamak bir yana, ilerleyen yıllarda bu sorunun toplumsal etkileri hakkında da kafa yormak ilginç olacaktır. Kangrenin Temelleri: Bir Sağlık Sorunu Olarak Durum Kangren, genellikle bir enfeksiyon sonucu vücuttaki dokuların ölmesiyle meydana gelir. Bu ölü dokular, iyileşmesi…
Yorum BırakSiyah Dil Neden Olur? Güç, İktidar ve Toplumsal Düzen Üzerine Bir Siyaset Bilimi Perspektifi Siyah dil, toplumun belirli bir grubunun, hegemonik güçlerin dil normlarına karşı geliştirdiği, genellikle marjinalleşmiş veya dışlanmış gruplara ait bir dil biçimi olarak tanımlanabilir. Siyah dil, sadece dilsel bir fark değil, aynı zamanda toplumsal bir direniş, bir kimlik inşası ve güç ilişkilerinin yeniden şekillendirilişidir. Toplumlar, iktidarın, güç yapılarını ve ideolojiyi nasıl sürdürdüğünü dil yoluyla gösterir. Bu noktada, siyah dilin ortaya çıkışını anlamak, toplumsal güç ilişkilerini ve bu ilişkilerin nasıl şekillendiğini kavramak için kritik bir adımdır. Güç İlişkilerinin Dil Üzerindeki Etkisi: Siyah Dilin Doğuşu Dil, her toplumda iktidar…
Yorum BırakNe Geyiği, Ren Geyiği Tekerlemesi? Toplumsal Yapıların ve Bireylerin Etkileşimi Üzerine Bir Sosyolojik Bakış Toplumsal Yapıların ve Bireylerin Etkileşimini Anlamaya Çalışan Bir Araştırmacının Samimi Girişi Toplumsal yapıları ve bireysel davranışları anlamak, bir araştırmacı için bazen tıpkı bir bulmacayı çözmeye benzer. Her davranış, her ifade, toplumsal normlardan, kültürel pratiklerden ve tarihsel arka planlardan beslenir. “Ne geyiği, ren geyiği” gibi basit bir çocuk tekerlemesinin ardında yatan anlamları çözerken, aslında toplumun çok daha derin yapıları ve bireylerin rol dağılımları hakkında önemli ipuçları bulabiliriz. Bu tekerleme, yalnızca çocukların eğlencesi olmanın ötesinde, toplumsal yapıların ve cinsiyet rollerinin nasıl şekillendiğine dair bir yansıma olabilir. Toplumların içindeki…
8 YorumKaltaklık Kime Denir? | Bir Hikâyenin İçinde İnsanı Anlamak Bazı kelimeler vardır; söylenirken dilimizi yakar ama yüreğimizi de yoklar. “Kaltaklık” bunlardan biridir. Kimine göre ihanet, kimine göre strateji, kimine göre ise sadece yanlış anlaşılmış bir hayatta kalma biçimidir. Bugün sana bir hikâye anlatmak istiyorum. Çünkü bazen bir kavramı anlamanın en doğru yolu, onu yaşayan insanların gözünden görmektir. — Bir Ofis, İki Dünya: Elif ve Murat Elif, iletişimi güçlü, detaylara önem veren, sezgileri kuvvetli bir kadındı. İnsanları hemen tanır, onları anlamak için kelimelere ihtiyaç duymazdı. Murat ise analitik, planlı ve netti. O, duyguları değil, verileri okurdu. İkisi aynı şirkette çalışıyor, ama…
Yorum BırakGüllaç Krema Koyulur Mu? Bir Psikolojik Mercek Altında Güllaç’ın Psiko-Duygusal Derinlikleri Bir Psikolog Gözüyle Güllaç: Tatların Psikolojisi Bir tatlı, sadece tat alma duyusuyla değil, aynı zamanda duygusal ve psikolojik yansımalarıyla da bir insanın zihninde yer eder. Bir psikolog olarak, bazen insanların tercihlerindeki küçük farkların bile büyük anlamlar taşıyabileceğini fark ediyorum. Güllaç, Ramazan’ın baş tacı tatlılarından biri olarak, hem geçmişin hem de şimdinin izlerini taşır. Ancak son yıllarda “Güllaç’a krema koyulur mu?” sorusu, sadece mutfakla ilgili bir mesele olmaktan öteye geçmiştir. Bu soru, insanların alışkanlıkları, duygusal bağları ve toplumsal normlarla nasıl etkileşimde bulunduklarını keşfetmek için psikolojik bir pencere aralamamıza yardımcı olabilir.…
Yorum BırakGülgillerin Örnek Bitkisi Nedir? Felsefi Bir Bakış Filozof Bakışıyla Başlangıç Doğa, insana anlamlı bir dünya sunar ve biz bu dünyayı anlamlandırmak için çeşitli semboller, kategoriler ve sınıflamalar kullanırız. Bitkiler, bu sınıflamaların içinde belki de en çok dikkat çeken ve tarihsel olarak en çok üzerine düşünülüp tartışılan canlılardır. Bu yazıda, gülgillerin örnek bitkisini keşfederken, yalnızca bilimsel bir tanımlama yapmayacak, aynı zamanda bu sınıflamanın daha derin felsefi anlamlarını da tartışacağız. Gülgiller (Rosaceae) ailesi, yalnızca botanik açısından değil, aynı zamanda kültürel, etik ve ontolojik açılardan da üzerinde düşünülmesi gereken bir grup bitkidir. Peki, gülgillerin örnek bitkisi nedir ve bu bitkilerin arkasında yatan daha…
Yorum BırakGözetmek Nasıl Yazılır? Felsefi Bir Bakış Filozofun Duruşu: Görmenin Ahlakı İnsanın dünyayla ilişkisi çoğu zaman görme eylemiyle başlar. Görmek, yalnızca gözün işlevi değildir; bilinçli bir farkındalığın, bir etik duruşun başlangıcıdır. Gözetmek fiili, yüzeyde yalnızca bir eylem gibi görünür: “bakmak”, “izlemek”, “kontrol etmek”. Ancak felsefi düzlemde bu sözcük, hem ahlaki hem epistemolojik hem de ontolojik bir derinliğe sahiptir. “Gözetmek nasıl yazılır?” sorusu, aslında “insan nasıl görür?”, “neye dikkat eder?” ve “görmek sorumluluk doğurur mu?” sorularını da beraberinde getirir. Etik Perspektif: Gözetmenin Ahlaki Yükü Etik açıdan gözetmek, yalnızca bir fiil değil, bir sorumluluk biçimidir. Birini gözetmek, onu kollamak mıdır yoksa denetlemek mi?…
Yorum BırakGöz Altı Kremi Sabah mı Akşam mı? Zaman, Beden ve Anlam Üzerine Edebi Bir İnceleme Bir edebiyatçı olarak, kelimelerin ve imgelerin insana dokunma biçimlerini her zaman büyüleyici bulmuşumdur. Zaman ve beden arasındaki o görünmez ilişki, tıpkı bir şiirin dizeleri arasındaki sessizlik gibidir — görünmez ama belirleyicidir. Bugün, basit gibi görünen ama derin bir sembolik çağrışımı olan bir soruyu edebiyatın penceresinden ele alacağız: Göz altı kremi sabah mı, akşam mı sürülmeli? Bu sorunun yanıtı yalnızca bir bakım rutini değil, aynı zamanda insanın zamanla, kendiliğiyle ve dünyayla kurduğu ilişkiye dair güçlü bir metafordur. Zamanın Yüzdeki İzleri: Sabah ve Akşamın Anlatısı Edebiyatın en…
Yorum Bırak